Bu Blogda Ara

31 Ağustos 2019 Cumartesi

MERHABA GÜZEL VE MAHZUN SONBAHAR !

     Bugün 1 Eylül 2019. Üç yıl deniz kenarındaki karşılamadan sonra bugün sonbaharı yüksek dağların zirvelerine yakın bir coğrafyada karşılamak ne garip. Şu anda evimin balkonunda kendim için hazırladığım köşemdeyim. Karşımda sapsarı kesilmiş kayalıklı dağlar görünüyor. Bu dağların arkasında başka başka yaşamlar olduğuna inanmak güç. Sanki dünya denen yerin son noktası burasıymış gibi hissediyorum. Daha ilerisi ve daha ötesi sanki yok. Denizi evet özlüyorum ama halimden de memnunum. Çünkü bir yerleri ya da bir şeyleri adam etmek bana inanılmaz büyük bir haz veriyor. Dünyaya geliş amacım bu olabilir. Bu vasat apartman dairesinde baş edecek ve adam edecek çok şey var. Bu uğraşlarla okula kadar geçen günlerin nasıl geçtiğini anlamadım. Yarın zaten yeniden okula dönüyoruz. Karşıdaki evin terasında bir kadın uzunca bir dizi biber kurutuyor. Bu sıcak günlerin hala bizimle olduğunu gösterir. Şu an sabah vakti olduğundan huzurlu bir serinlik var tenimde.
      Hakan benim kadar hızlı uyum sağlayamadı bu coğrafyaya. Üstelik beni üzmemek için mi bilmem itiraf da etmiyor zorlandığını. Bu kez de kendi kendine konuşurken buluyorum onu. Stresliyken böyle yapar birkaç kere yakaladım. İçindekileri dışa vurmasını söyledim epey konuştuk. O da kabul etti böylece alışmakta zorlandığını. Onun için bu konuda yapabileceğim pek bir şey yok çünkü kendi içinde kabullenemedikçe benim çabam boşa çıkar. Onun zamana ihtiyacı var. İnanıyorum bu küçük şehre o da alışacak. Çünkü bizi burada uzun bir zaman bekliyor. Eylül burada değiştirdiğimiz ilk ay. Daha onlarca ayımız var burada değişecek. 48 kez ay değişecek biz buradayken. her mevsimden dörder tanesini karşılayacağız. Bu ilk sonbaharımız. Dördüncü sonbaharda yeni ve bambaşka bir yerde olacağız.
    Benim şu an keyfim yerinde yalnızca evle alakalı birkaç şey canımı sıkıyor ama dedim ya uğraşmak hoşuma gidiyor çözmek için. Buralarda insanlar çok umursamaz. Akıl almaz bir rehavet içindeler. Dünya kaygısı hiç yok gibi. Eşeğine binen çırpı toplamaya gidiyor. Çocuklar parklarda başı boş oynuyor. Yolda karşılaştığımız çocuklar hiç çekinmeden, korkmadan bizimle sohbet ediyor hatta sorular soruyorlar bize. Ama olması gereken çok şey var. Eksik çok şey var. Dünyayı güzel ve temiz yaşamak en büyük sorun. Çoğu insan mis gibi olmanın güzeliğini bilmiyor. Ama nasıl olsunlar ki. Kadınlar her sabah ve her akşam yemek hazırlıkları için ateş yakıyor. O is içerisinde insan nasıl güzel kokmayı başarsın. Bazen yakından bazen uzaktan yine bir kadının yaktığı ateşin ya da tandır fırınının is kokusu bize kadar ulaşıyor. Hemen kapıları camları kapatıyorum. Ben henüz o kadar umursuz olamadım demek ki. Anlayacağınız benim burayla alakalı en büyük sorunum kokular. Kokular bana hayatı cennet ya da cehennem edebiliyor çünkü. Koku konusunda çok hassasım. Kötü bir koku aldıysam tüm keyfim kaçıyor. E buradan da sık sık keçiler geçiyor. Küçükken bir keçimiz vardı. Allah'ım dayanılmaz kokardı. Kokular insanı bir yere, bir zamana ışınlama özelliğine sahip bana göre. Buradaki keçi kokusunu duyunca ise hayır çocukluğuma filan ışınlanmıyorum. Direkt kusmam geliyor. Neyse ki kış yaklaşıyor. O zaman bu kokuların kesileceğini düşünüyorum.
     Sonbahardan girdik nerelerden çıktık. İçimi dökmem gelmiş demek. Sonbahar partisinde bu sene Karamürsel'de kızlarla birlikte olamayacağım için çok üzgünüm. Ben de burada kendi partimi organize etmeyi düşünüyorum. Bakalım bizi neler bekliyor. Hoşça kalın şimdilik....

13 Ağustos 2019 Salı

NEDEN ?

Hayatım boyunca kendime binlerce kez sordum. Üzüldüm neden dedim. Yalnız kaldım neden dedim. Korktum neden dedim. Bu soruyu sormayı bırakmak istiyorum. Çünkü aldığım cevaplar yakıcı ve yıkıcı oluyor. Artık tamamen sen bilirsin Rabbim diyeceğim.