Bu Blogda Ara

6 Mart 2019 Çarşamba

Korkuyu Beklerken

Gecenin bir yarısında uyku zamanım doldu sanıp uyandım. Soluk soluğa bir uyanış... Rüyamda bir kediyi evimden kovuyordum karanlık bir geceye bırakıyordum onu. Üstelik gecenin soğuğunu kendim de hissederken acımasızca onu dışarı çıkarıyordum. Zavallı kedi yalvarır gibi bana baktı sonra da buz gibi geceye baktı. Gitti... Kalbimde bir sızı, vicdanımda bir azapla uyanmışım. Kalbim hızlı hızlı koşuyor ama bir yere varamıyordu uyandığımda. Ne oluyor ki böyle bana ? İnsan ergenlikte kendini arar da bulur deriz. Ben 27’me geldim ama hala tanıyamıyorum kendimi. Bir rüyadan bu kadar neden etkilendim ki. Hemen korkularım ayyuka çıktı. Ailemi düşündüm memleketteki. Onlara bir şey mi oldu ya da olacak diye alev aldı kalbim. Bu aralar beynim her şeyden öylesine korkuyor ki. Dünyanın tüm kaygılarını ben çekiyorum. Tüm kaybetme korkularım su yüzüne çıktı. Böyle yapma diyorum kendime ama nafile. Olumlu düşünmeye çalışıyorum ama olmuyor. Görseniz ama günlük hayatta bedbaht biri asla değilim. Ama altta yatan o derin kaygılar hep benimle. Artık korkulardan seyahatler bile elem olmaya başladı. Yeni bir işim oldu 6 senedir hayal ettiğim bir iş. Ama kaygılar onun tadını çıkarmama bile engel oluyor. Bir kötü şey olacaksa zaten engelleyemem biliyorum. Zaten böyle kaygı çekmek olması kadar berbat bir şey. Önceden ne arabalardan, ne gemilerden, ne uçaktan korkardım. 19 yaşımdayken babamı bir sabah aniden kaybedince ilk kez uçağa bindim. Uçaktan inip beni alan dayımla arabayla çok süratle eve geldik. Bilmiyorum bilinçaltım bu olayları eşleştirdi mi ondan mı böyleyim. Yeni işim öğretmenlik ve uzak bir diyarda. Oraya ulaşabilmem için uçağa binmem şart. Daha şimdiden nasıl bineceğimi düşünüyorum. Ailem ise çok uzakta olacak. Ya bana ihtiyacı olan biri olursa. Yine o sabahki gibi uçağa binip gidersem birini kaybedersem... Eşime bir şey olursa, doğmamış hatta şu an ana rahmine bile düşmemiş ilerideki çocuğuma bir şey olursa, anneme kardeşlerime bir şey olursa, memleketimden uzak bana bir şey olursa, deprem olursa, elektrik kesintisi olur da küçük kardeşim çok korkarsa, taşınırken eşyalarımızı taşıyan kamyon yolları kötü olan yerlerde devrilirse... Bir akış halinde bitmek bilmeden zihnime bu korkular hücum ediyor. Hatta arkadaşımın eşi 14 saat uçağa binecekmiş diye bile korkuyorum. Bu halime en çok neden üzülüyorum bilir musunuz? Çünkü bu sayede imanımı sorguluyorum. Dedim ya kendimi hala arıyorum diye. Yakıştıramıyorum Allah’a inanan birine bu hali. Bu kadar nesneler dünyasına bağlılık iman ile yan yana gelmemesi gereken şeyler. Bu kadar korku ve kaygı ayet ayet kutsal kitabını okuduğuna inanan bir Müslüman’ın kalbinde çelişkiler var demek. İşte asıl çözmem gereken mesele de bu. Asıl korkulacak şey de bu...