Bu Blogda Ara

1 Mart 2017 Çarşamba

BUGÜN OLMAZ

    Dün kaldığımız yerden devam edelim mi kadın ve adamın hikayesine. Onları öylece bırakmıştık sahildeki bankta otururken. Bir sessizliğin içindeydiler en son. Aradan geçen zamana dalga sesleri eşlik ederken onlara yaklaşalım ve ne konuşuyorlar dinleyelim.
    Birkaç dakika süren sessizliğin arkasından sert bir poyraz esmişti denizden. Kadın üşüyordu. Denize baktı, masmavi sonsuz denize. Kıpır kıpır hayat doluydu bugün deniz. Erkeklerden daha mı sabırsızdır kadınlar ? Galiba evet. 
Off. Sayın okuyucum nolur saygısızlık olarak algılama ama yazamıyorum bugün. Zorlamanın alemi yok. Gidip yemek pişireceğim. Gerçekten ilham geldiğinde yazacağım, hoşça kal....

BİR KADIN BİR ADAM 1




Bumerang - Yazarkafe






   Bugün size bir kadın ve bir adamı anlatacağım. Baştan söyleyeyim hikayemin bir kısmını dayarın için saklayacağım. Tüm cümlelerimi okurken hayal edin istiyorum. Hayal etmenizi kolaylaştırmak için her şeyi ayrıntılı şekilde söyleyeceğim.
    Bir akşamüstü. Güneş denizin sol ucundan kaybolurken harika bir "hoşça kal" bırakıyordu yerine. Hava soğuktu. Kış günlerinden biriydi. Ama ortalık aydınlıktı. Buralarda sıkça görülen sis, pus o gün başka diyarlarda geziniyordu anlaşılan. Denizin önünde zamandan izole edilmiş gibi duran bir bankta oturuyordu kadın ve adam. Onlar önlerinden geçen insanları, kedileri, bisikletli emeklileri görüyordu da sanki kimse onları görmüyor gibiydi. Camdan dev bir fanus kapatılmıştı adeta üstlerine. İçinden dışarısı görünen ama dışarıdan gelecek bakışlara kapalı. Hatta o an o mekanda yok gibilerdi de denebilir. 
    İçlerini kemiren suçluluktan, bencillikten tüm günahlarından arınmış bu kadın ve adam birkaç dakika önce oturmuştu bu banka nefes nefese kalmış şekilde. Tüm sahil boyunca bazen tartışarak bazen de birbirlerinin elini sımsıkı tutarak yürümüşlerdi. Çok kararsız görünüyorlardı. Barışın güvenli ve huzur dolu sularına kendilerini bir türlü atamıyorlardı. Hani yazın ilk tatilinde ilk kez kendimizi denize bırakacakken bir tereddüt yaşarız ya onun gibi bir şey. İkisinden biri bıraksa kendini gerisi kolaydı ama inatçı oldukları her hallerinden belliydi. Bir hamle yapmaktansa susmayı tercih ettiler bir süre. Çünkü kendi haklılıklarını ispatlamak için kurdukları cümleler karşı tarafa ulaşamadan havada puf diye sönüyordu. Baloncuk çıkaran o zımbırtı oyuncağın baloncukları gibi.
  (Arkası yarın )